30 Eylül 2008 Salı
Barack Obama Demokratların Adayı Seçildi.
25 Ağustos 2008 - Denver'de Demokratik Parti genel kurulu Demokrat başkan adayını seçti. Başkan adayı olarak Barack Obama seçildi .Böylece Amerika tarihinde ilk kez bir siyahi başkan adayı oldu
Rusya ile Gürcistan Arasında Savaş Başladı
8 Ağustos 2008 - Rusya ile Gürcistan arasında fiilen savaş başladı.
26 Ağustos 2008 - Rusya Federasyonu, Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdı.
26 Ağustos 2008 - Rusya Federasyonu, Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdı.
6 Ağustos 2008 Çarşamba
Necip Torumtay'ın İstifası
Necip Torumtay
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Necip Torumtay, (doğum 1926 Vakfıkebir, Trabzon) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 20. Genelkurmay Başkanı'dır.
1944 yılında Topçu Asteğmen rütbesi ile Harp Okulu'ndan mezun oldu. 1946 yılında Topçu Sınıf Okulu'nu bitirdi. Muhtelif Topçu Birliklerinde Takım Komutanlığı ve Topçu Okulu'nda öğretmenlik yaptı. 1954 yılında Harp Akademisi'ni bitirerek Kurmay oldu. 1970 yılına kadar çeşitli karargah ve birliklerde, Tokyo Kara Ataşe Muavinliği ve TMR Kara Plan Subaylığı görevlerinde bulundu.
1970 yılında Tuğgeneral, 1974 yılında Tümgeneral, 1978 yılında Korgeneral ve 1982 yılında Orgeneralliğe yükseldi. Tuğgeneral rütbesi ile 1 nci Zırhlı Tümen Komutan Yardımcılığı, 2 nci Zırhlı Tugay Komutanlığı ve SHAPE Harekat Plan Daire Başkanlığı, Tümgeneral rütbesi ile Genelkumay Plan Harekat Daire Başkanlığı ve 4 ncü Piyade Tümen Komutanlığı, Korgeneral rütbesinde Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde Devlet Başkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genelsekreter Yardımcılığı, Cumhurbaşkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genelsekreter Yardımcılığı ve Genelsekreterliği, Genelkurmay 2.
Başkanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yaptı.
2 Temmuz 1987 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, 24 Temmuz 1987 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına atandı. Görev süresi sona ermeden 3 Aralık 1990 tarihinde kendi isteği ile Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliye ayrıldı. Görevden ayrılmasına sebep olarak 1. Körfez Savaşı'nda hükümetin tutumuna tepki olduğu öne sürüldü. Ordunun teçhizatının yetersiz olduğu için, zamanın cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Irak'a karşı ABD ile beraber hareket edilerek Musul ve Kerkük sorununun çözülmesi kararına uymak istemediği ileri sürüldü.
İstifa mektubunda "inandığım prensiplerle ve devlet anlayışımla hizmete devamı mümkün görmediğim için istifa ediyorum" dedi
Kitapları
Orgeneral Torumtay'ın Anıları (Milliyet Yayınları, İstanbul, Ocak 1994, İSBN: 975-506-136-3, 159 s.)
Değişen Stratejilerin Odağında Türkiye (Milliyet Egmont Yayıncılık, İstanbul, Ekim 1996, ISBN: 975-325-228-5, 272 s.)
Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kurucusu Lider Atatürk (Doğan Kitapçılık , İstanbul, Mart 2001, ISBN: 975-6719-94-X, 264 s.)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Necip Torumtay, (doğum 1926 Vakfıkebir, Trabzon) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 20. Genelkurmay Başkanı'dır.
1944 yılında Topçu Asteğmen rütbesi ile Harp Okulu'ndan mezun oldu. 1946 yılında Topçu Sınıf Okulu'nu bitirdi. Muhtelif Topçu Birliklerinde Takım Komutanlığı ve Topçu Okulu'nda öğretmenlik yaptı. 1954 yılında Harp Akademisi'ni bitirerek Kurmay oldu. 1970 yılına kadar çeşitli karargah ve birliklerde, Tokyo Kara Ataşe Muavinliği ve TMR Kara Plan Subaylığı görevlerinde bulundu.
1970 yılında Tuğgeneral, 1974 yılında Tümgeneral, 1978 yılında Korgeneral ve 1982 yılında Orgeneralliğe yükseldi. Tuğgeneral rütbesi ile 1 nci Zırhlı Tümen Komutan Yardımcılığı, 2 nci Zırhlı Tugay Komutanlığı ve SHAPE Harekat Plan Daire Başkanlığı, Tümgeneral rütbesi ile Genelkumay Plan Harekat Daire Başkanlığı ve 4 ncü Piyade Tümen Komutanlığı, Korgeneral rütbesinde Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde Devlet Başkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genelsekreter Yardımcılığı, Cumhurbaşkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genelsekreter Yardımcılığı ve Genelsekreterliği, Genelkurmay 2.
Başkanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yaptı.
2 Temmuz 1987 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, 24 Temmuz 1987 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına atandı. Görev süresi sona ermeden 3 Aralık 1990 tarihinde kendi isteği ile Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliye ayrıldı. Görevden ayrılmasına sebep olarak 1. Körfez Savaşı'nda hükümetin tutumuna tepki olduğu öne sürüldü. Ordunun teçhizatının yetersiz olduğu için, zamanın cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Irak'a karşı ABD ile beraber hareket edilerek Musul ve Kerkük sorununun çözülmesi kararına uymak istemediği ileri sürüldü.
İstifa mektubunda "inandığım prensiplerle ve devlet anlayışımla hizmete devamı mümkün görmediğim için istifa ediyorum" dedi
Kitapları
Orgeneral Torumtay'ın Anıları (Milliyet Yayınları, İstanbul, Ocak 1994, İSBN: 975-506-136-3, 159 s.)
Değişen Stratejilerin Odağında Türkiye (Milliyet Egmont Yayıncılık, İstanbul, Ekim 1996, ISBN: 975-325-228-5, 272 s.)
Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kurucusu Lider Atatürk (Doğan Kitapçılık , İstanbul, Mart 2001, ISBN: 975-6719-94-X, 264 s.)
2 Ağustos 2008 Cumartesi
Ulucanlar Operasyonu
26 Eylül 1999 - Jandarma Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'de operasyon düzenledi; 10 mahkum öldü. Ulucanlar operasyonuna katılan 161 jandarma görevlisinin yargılanması sürüyor.
Tuzla Tersanelerinde İşçi Ölümleri
Tersanede 101. ölüm
Tuzla'daki GEMSAN Tersanesi'nde kompresör tamircisi olan ve patlama sonucu fırlayan metal parçasının başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan İbrahim Çelik (35), hayatını kaybetti.
Cuma, 01 Ağustos 2008 12:06
Çelik'in ölümüyle, kazalar sonucu tersanelerde ölen işçi sayısının 101'e yükseldiği kaydedildi. Bakım işçisi Çelik 29 Temmuz'da kompresör dairesinde çalışırken bir patlama meydana geldi. Patlamayla etrafa saçılan demir parçalarından biri işçinin başına çarptı.
Ağır yaralanan Çelik, önce Tuzla Devlet Hastanesi'ne ardından Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılırken tüm müdahalelere rağmen dün hayatını kaybetti. Kazanın ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı iş müfettişlerinin tersaneye gelerek incelemeler yaptığı öğrenildi. Bir açıklama yapan DİSK'e bağlı Liman ve Tersane İşçileri Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç, 16 Haziran'da yaptıkları genel grevin ardından tersanelerde küçük düzelmeler olduğunu ama iş güvenliğinin yine tam olarak sağlanmadığını söyledi.
SABAH
Tuzla'daki GEMSAN Tersanesi'nde kompresör tamircisi olan ve patlama sonucu fırlayan metal parçasının başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan İbrahim Çelik (35), hayatını kaybetti.
Cuma, 01 Ağustos 2008 12:06
Çelik'in ölümüyle, kazalar sonucu tersanelerde ölen işçi sayısının 101'e yükseldiği kaydedildi. Bakım işçisi Çelik 29 Temmuz'da kompresör dairesinde çalışırken bir patlama meydana geldi. Patlamayla etrafa saçılan demir parçalarından biri işçinin başına çarptı.
Ağır yaralanan Çelik, önce Tuzla Devlet Hastanesi'ne ardından Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılırken tüm müdahalelere rağmen dün hayatını kaybetti. Kazanın ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı iş müfettişlerinin tersaneye gelerek incelemeler yaptığı öğrenildi. Bir açıklama yapan DİSK'e bağlı Liman ve Tersane İşçileri Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç, 16 Haziran'da yaptıkları genel grevin ardından tersanelerde küçük düzelmeler olduğunu ama iş güvenliğinin yine tam olarak sağlanmadığını söyledi.
SABAH
2003 Yılında Kayseri'de Kur'an Kursu ve Hafız Okulu'nda Patlama Oldu
Kayseri'de, 10 kişinin ölümü, 1 öğretmen ve 12 öğrencinin de yaralandığı Taşçıoğlu Kuran Kursu ve Hafız Okulu'ndaki patlamayla ilgili ihmali bulundukları gerekçesiyle 3'ü tutuklu 6 sanık hakkında, 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Sanıklar, 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis cezası istemiyle yargılanacak. 20 Haziran'da meydana gelen 10 öğrencinin ölmesine, 1 öğretmen ve 12 öğrencinin de yaralanmasına neden olan patlamayla ilgili tutuklanan aşçı Zeynel Abidin Kaya, bekçi Rahmi Kurudirek ve tüplerin değiştirildiği LPG satıcısı Ömer Deredeğirmenli ile tutuksuz sanıklar Taşçıoğlu Kuran Kursu ve Hafız Okulu Yardım Derneği yöneticisi Ömer Erdoğan, nöbetçi öğretmen Arif Demirezen ve tüplerin dolumunun yapıldığı Akbil Ticaret yetkilisi Mustafa Taner Aksebzeci hakkında Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. ''Dikkatsizlik tedbirsizlikle LPG patlaması sonucu ölüme neden olmak'' suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun 383. Maddesi gereğince ''5 yıldan fazla olmamak üzere hapis cezasıyla cezalandırılmaları'' istenen sanıklarla ilgili Cumhuriyet Savcısı Abbas Ceylan'ın hazırladığı iddianamede, şu görüşler yer alıyor: ''Taşçıoğlu Kuran Kursu ve Hafız Okulu Yardım Derneği yöneticisi Ömer Erdoğan'ın, mutfakta havalandırma için gerekli önlemleri almadığı, nöbetçi öğretmen Arif Demirezen'in istirahata çekilmeden önce denetim ve kontrol görevini yapmadığı, bekçi Rahmi Kurudirek'in ''Gidip geleyim'' diyerek nöbetçi öğretmenden izin aldığı, görev mahallini terk edip geri gelmediği, aşçı Zeynel Abidin Kaya'nın tüp gaz dağıtıcısının takması gereken LPG tüplerini kendisi takarak, gaz kaçağını kontrolde yetersiz olduğunu, ocakların kapalı olup, olmadığını kontrol etmeden mutfaktan ayrıldığı, Akbil Ticaret'te görevli Ömer Deredeğirmenli'nin işyerine götürülen tüp gazların sızdırmazlık kontrollerini yapması hususunda ihmali bulunduğu, Akbil Ticaret yetkilisi Mustafa Taner Aksebzeci'nin, LPG tüplerinin periyodik test ve kontrollerinin yapılmadığı için ihmali bulunduğu için ilgili sevk maddesince cezalandırılmaları talep olunur.''
Kaynak : Radikal
Kaynak : Radikal
Konya'da Zümrüt Apartmanı Çöktü
2 Şubat 2004 - Konya'nın Selçuklu ilçesinde 11 katlı Zümrüt Apartmanı, “yapım hatası” nedeniyle çöktü, 92 kişi hayatını kaybetti.
Konya `da bir bayram günü (2 Şubat 2004 ) çöken Zümrüt Apartmanı 92 kişiye mezar oldu. 27 kişi de enkaz altından ruhen ve bedenen çökmüş halde kurtarıldı.
Konya `da bir bayram günü (2 Şubat 2004 ) çöken Zümrüt Apartmanı 92 kişiye mezar oldu. 27 kişi de enkaz altından ruhen ve bedenen çökmüş halde kurtarıldı.
Konya'da Kaçak Kuran Kursunda Patlama Oldu
Konya’nın Taşkent ilçesine bağlı Balcılar beldesinde, Süleymancılara bağlı olduğu belirtilen bir derneğe ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu büyük bir patlamayla çöktü. Yurttaki Kuran kursuna devam eden kız öğrencilerden 18’i hayatını kaybetti, 3’ü ağır olmak üzere 29’u yaralandı. Konya’ya 160, Taşkent’e 26 kilometre uzaklıktaki beldede, Balcılar Kasabası Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nce 1990’da yaptırılan, ardından ilave inşaatla genişletilen Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’ndaki facia dün saat 04.00 sıralarında meydana geldi. Yurtta yatılı Kuran kursu gören 12-16 yaşlarındaki kız öğrenciler, sabah namazı için kalkarak aptest almak istedi. Banyoya giren bir öğrenci elektrik düğmesine basınca büyük bir patlama oldu.
Ekipler 2 saatte ulaştıBahçedeki LPG tankından banyoya gelen borulardaki kaçak yüzünden gece boyu içeri dolan gazın infilak etmesiyle birçok kız kendini alev topu içinde buldu. Binanın 18 yıl önce yapılan kâgir bölümü çöktü, betonarme bölümü ağır hasar gördü. LPG tankının infilak etmemesi, facianın daha da büyümesini önledi. Olay yerine koşan vatandaşlar, hafif yaralı öğrencileri enkazdan kurtarmayı başarırken, yetkililerden yardım istedi.Deprem ve itfaiye raporu yokKurtarma ve sağlık ekipleri, yol şartları nedeniyle olay yerine saat 06.00’da ulaşmaya başladı. Yaralılardan durumları hafif olanlar Hadim Devlet Hastanesi’ne, ağır olanlar ise Konya’daki hastanelere ambulans ve helikopterle götürüldü. Ankara’dan gelen askeri helikopter, ağır yaralıları Konya’daki Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne ulaştırdı. Konya Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin, Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nun deprem ve itfaiye raporunun bulunmadığını söyledi.AKP’li Balcılar Belediye Başkanı Mehmet Demirgül, yıkılan yurt binasının iskânının olup olmadığı sorusuna, “Vallahi ben de bilmiyorum. Orası eski bir bina. Şimdi Hadim’de cenazelerle ilgileniyorum. Beldeye döndüğümde bakarım” yanıtını verdi.Dernek başkanı ifade verdiSavcılığın talimatıyla soruşturma başlatan jandarma, derneğin başkanı ve yurt müdürü olan Hüseyin Çömlekçi’nin ifadesine başvurdu. Yurt binasının yanındaki lojmanda oturan Çömlekçi’ye Konya’dan gelen avukatı eşlik etti.Bakanlar helikopterle geldi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Köksal Toptan, Vali Osman Aydın’ı arayarak gelişmelerle ilgili olarak bilgi aldı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu askeri helikopterle beldeye geldi. Son durumu öğrenen bakanların üzüntülü olduğu ve Çubukçu’nun gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Yaralılar anlatıyorHadim Devlet Hastanesi’nde tedavi gören yaralılardan Teslime Gümüştekin, “Hocalarımız bizi sabah namazına kaldırdı. Orta katta, yatakhanedeydik. Ben aşağıya indim, aptes aldım. Çoraplarımı giymek için yukarıya çıktım. Gaz kokusu vardı. Ama neden kaynaklandığını bilmiyorum. Arkadaşlarımın çoğu alt kattaydı. Büyük bir gürültü oldu. Sonra köyden abiler geldi, bizi çıkardı” dedi. Enkaz altından yaralı olarak çıkarılanlardan Rümeysa Akdede de şöyle konuştu:“Herkes aptes almak için kalkmıştı. Başımı tekrar yastığa koydum ve büyük bir gürültü duydum. Ateş çıktı ve yanmayayım diye kafamı battaniyenin altına sakladım. Duvarlar yıkıldı. Beni arkadaşlarım yataktan yıkılmayan bölümü çektiler. Duvar yıkık olduğu için bir kişi gelip bizi çıkardı. Kardeşim de aynı Kuran kursunda okuyor ve yatılı olarak kalıyordu. Bir hafta kalıp daha sonra eve dönecekti. Patlama sonrası enkaz altında kaldı. Daha sonra onun da enkazdan çıkarıldığını öğrendim.
İşte ihmal kurbanlarıLeyla Semerci, Sema Ünal, Elif Beyza Turan, Sema Bayram, Rukiye Sema Demirbaş, Teslime Duran, Ümmünur Gümüştekin, Fadimana Toz, Hatice Doğru, Fadime Yazıcı, Şerife Göktaş, Cennet Karaalp, Zehra Güllü, Huriye Durmuş, Hatice Özçömlekçi, Teslime Gökdemir, Şerife Bağcı, Şehriban Avcı.
Ekipler 2 saatte ulaştıBahçedeki LPG tankından banyoya gelen borulardaki kaçak yüzünden gece boyu içeri dolan gazın infilak etmesiyle birçok kız kendini alev topu içinde buldu. Binanın 18 yıl önce yapılan kâgir bölümü çöktü, betonarme bölümü ağır hasar gördü. LPG tankının infilak etmemesi, facianın daha da büyümesini önledi. Olay yerine koşan vatandaşlar, hafif yaralı öğrencileri enkazdan kurtarmayı başarırken, yetkililerden yardım istedi.Deprem ve itfaiye raporu yokKurtarma ve sağlık ekipleri, yol şartları nedeniyle olay yerine saat 06.00’da ulaşmaya başladı. Yaralılardan durumları hafif olanlar Hadim Devlet Hastanesi’ne, ağır olanlar ise Konya’daki hastanelere ambulans ve helikopterle götürüldü. Ankara’dan gelen askeri helikopter, ağır yaralıları Konya’daki Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne ulaştırdı. Konya Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin, Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nun deprem ve itfaiye raporunun bulunmadığını söyledi.AKP’li Balcılar Belediye Başkanı Mehmet Demirgül, yıkılan yurt binasının iskânının olup olmadığı sorusuna, “Vallahi ben de bilmiyorum. Orası eski bir bina. Şimdi Hadim’de cenazelerle ilgileniyorum. Beldeye döndüğümde bakarım” yanıtını verdi.Dernek başkanı ifade verdiSavcılığın talimatıyla soruşturma başlatan jandarma, derneğin başkanı ve yurt müdürü olan Hüseyin Çömlekçi’nin ifadesine başvurdu. Yurt binasının yanındaki lojmanda oturan Çömlekçi’ye Konya’dan gelen avukatı eşlik etti.Bakanlar helikopterle geldi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Köksal Toptan, Vali Osman Aydın’ı arayarak gelişmelerle ilgili olarak bilgi aldı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu askeri helikopterle beldeye geldi. Son durumu öğrenen bakanların üzüntülü olduğu ve Çubukçu’nun gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Yaralılar anlatıyorHadim Devlet Hastanesi’nde tedavi gören yaralılardan Teslime Gümüştekin, “Hocalarımız bizi sabah namazına kaldırdı. Orta katta, yatakhanedeydik. Ben aşağıya indim, aptes aldım. Çoraplarımı giymek için yukarıya çıktım. Gaz kokusu vardı. Ama neden kaynaklandığını bilmiyorum. Arkadaşlarımın çoğu alt kattaydı. Büyük bir gürültü oldu. Sonra köyden abiler geldi, bizi çıkardı” dedi. Enkaz altından yaralı olarak çıkarılanlardan Rümeysa Akdede de şöyle konuştu:“Herkes aptes almak için kalkmıştı. Başımı tekrar yastığa koydum ve büyük bir gürültü duydum. Ateş çıktı ve yanmayayım diye kafamı battaniyenin altına sakladım. Duvarlar yıkıldı. Beni arkadaşlarım yataktan yıkılmayan bölümü çektiler. Duvar yıkık olduğu için bir kişi gelip bizi çıkardı. Kardeşim de aynı Kuran kursunda okuyor ve yatılı olarak kalıyordu. Bir hafta kalıp daha sonra eve dönecekti. Patlama sonrası enkaz altında kaldı. Daha sonra onun da enkazdan çıkarıldığını öğrendim.
İşte ihmal kurbanlarıLeyla Semerci, Sema Ünal, Elif Beyza Turan, Sema Bayram, Rukiye Sema Demirbaş, Teslime Duran, Ümmünur Gümüştekin, Fadimana Toz, Hatice Doğru, Fadime Yazıcı, Şerife Göktaş, Cennet Karaalp, Zehra Güllü, Huriye Durmuş, Hatice Özçömlekçi, Teslime Gökdemir, Şerife Bağcı, Şehriban Avcı.
1 Ağustos 2008 Cuma
Filistin Kurtuluş Örgütü Lideri Arafat Ankara'ya Geldi
5 Ekim 1979 - Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Lideri Yaser Arafat Ankara'ya geldi, Türkiye'de açılan, elçilik statüsündeki temsilciliğine Filistin Bayrağı çekildi.
Ağca Hapisten Kaçtı
25 Kasım 1979 - Mehmet Ali Ağca, Maltepe askeri cezaevinden kaçtı.
28 Kasım 1979 - Papa II. Jean Paul Ankara'ya geldi.
28 Kasım 1979 - Papa II. Jean Paul Ankara'ya geldi.
TÜSİAD Gazetelere İlan Verdi
13 Mayıs 1979 - TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) gazetelere ilan vererek, Bülent Ecevit Hükümeti'nin çekilmesini istedi.
Abdi İpekçi Öldürüldü
1 Şubat 1979 - Milliyet Gazetesi Başyazarı ve Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi, İstanbul, Nişantaşı'nda evinin önünde otomobilinin içindeyken tabanca ile öldürüldü. Cinayeti daha sonradan, Mehmet Ali Ağca'nın işlediği tesbit edildi.
Margaret Thatcher İlk Kadın Başbakan Oldu
4 Mayıs 1979 - Margaret Thatcher, İngiltere'nin ilk kadın başbakanı oldu.
İngilterede İlk Özelleştirme Yapıldı
Ocak 1979 - İlk özelleştirme, İngiltere'de mevcut iktidar olan Muhafazakâr Parti tarafından gerçekleştirilmiştir.
Şah Pehlevi Ülkesini Terk Etti
16 Ocak 1979 - İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ailesiyle beraber ülkesini terk etti, böylece İran'daki 500 yıllık monarşi yönetimi sona erdi.
Erdal Eren İdam Edildi
13 Aralık 1980 - Erdal Eren idam edildi.
Erdal Eren (d. 25 Eylül 1964 - ö. 13 Aralık 1980), 12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen ve asılarak idam edilen Türkiye Devrimci Komünist Partisi üyesi ve Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi.
Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 tarihinde Milliyetçi Hareket Parti'li Bakan Cengiz Gökçek'in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü.[1] Erdal Eren, Suner'in öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat 1980 günü düzenlenen gösteride gözaltına alınan 24 kişinin arasındaydı. Gösteri sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge'yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Erdal Eren, yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkum edildi. Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, 13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Cezaevi'nde infaz edildi.
Erdal idam edilmeden 16 saat önce kendisini ziyaret eden gazeteci Savaş Ay'a, "avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18'den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını"[2] söyledi.
Ağabeyi Erkan Eren, Erdal'ın Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kaldığı dönemde gördüğü ağır işkencenin izlerine tanık olduğunu dile getirdi.[3] Erdal'ın idam edildiği tarihte yaşının 18'den küçük olduğunu belirten Erkan Eren, infazı radyodan öğrendiklerini ve Erdal'ın kimsesizler mezarına gömülmek istendiğini söyledi.[3]
Erdal Eren (d. 25 Eylül 1964 - ö. 13 Aralık 1980), 12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen ve asılarak idam edilen Türkiye Devrimci Komünist Partisi üyesi ve Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi.
Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 tarihinde Milliyetçi Hareket Parti'li Bakan Cengiz Gökçek'in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü.[1] Erdal Eren, Suner'in öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat 1980 günü düzenlenen gösteride gözaltına alınan 24 kişinin arasındaydı. Gösteri sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge'yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Erdal Eren, yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkum edildi. Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, 13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Cezaevi'nde infaz edildi.
Erdal idam edilmeden 16 saat önce kendisini ziyaret eden gazeteci Savaş Ay'a, "avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18'den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını"[2] söyledi.
Ağabeyi Erkan Eren, Erdal'ın Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kaldığı dönemde gördüğü ağır işkencenin izlerine tanık olduğunu dile getirdi.[3] Erdal'ın idam edildiği tarihte yaşının 18'den küçük olduğunu belirten Erkan Eren, infazı radyodan öğrendiklerini ve Erdal'ın kimsesizler mezarına gömülmek istendiğini söyledi.[3]
DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler Öldürüldü
22 Temmuz 1980 - DİSK eski Genel Başkanı, Maden-İş Sendikası Başkanı Kemal Türkler öldürüldü.
12 Eylül Darbesi
2 Ocak 1980 - Türkiye'de ordu, hükümete uyarı mektubu verdi.
12 Eylül 1980 - Türk Silahlı Kuvvetleri ülkedeki gelişmelerden dolayı yönetime el koydu. Siyasal partiler kapatıldı; parti başkanları ve aydınlarla birlikte çok sayıda mesleki ve siyasal örgüt yöneticisi tutuklandı.(12 Eylül Darbesi)
12 Eylül 1980 - Türk Silahlı Kuvvetleri ülkedeki gelişmelerden dolayı yönetime el koydu. Siyasal partiler kapatıldı; parti başkanları ve aydınlarla birlikte çok sayıda mesleki ve siyasal örgüt yöneticisi tutuklandı.(12 Eylül Darbesi)
Atatürk Barajı Faaliyete Geçti
21 Ekim 1981 - Türkiye'nin en büyük barajı olan 'Atatürk Barajı' faaliyete geçti.
Mehmet Ali Ağca Papaya Suikast Girişiminde Bulundu
13 Mayıs 1981 - Mehmet Ali Ağca Papa II. Jean Paul'e karşı suikast girişiminde bulundu.
Banker Kastelli Kaçtı
20 Haziran 1982 - Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden, İsviçre'ye kaçtı.
14 Temmuz 1982 - Patlayan Banker Skandalı nedeniyle Başbakan yardımcısı Turgut Özal ile iki bakan daha istifa etti.
14 Temmuz 1982 - Patlayan Banker Skandalı nedeniyle Başbakan yardımcısı Turgut Özal ile iki bakan daha istifa etti.
Lübnan Sivil Savaşı Başladı
20 Ağustos 1982 Lübnan Sivil Savaşı
14 Eylül 1982 - Lübnan Başkan adayı Başir Gemayel bombalı saldırıda öldü; kardeşi 23 Eylül'de başkan seçildi.
14 Eylül 1982 - Lübnan Başkan adayı Başir Gemayel bombalı saldırıda öldü; kardeşi 23 Eylül'de başkan seçildi.
1983 Yılında TBMM Açıldı
24 Kasım 1983 - TBMM açıldı. Başbakan Bülent Ulusu istifa etti. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Hükümeti kurma görevini ANAP Genel Başkanı Turgut Özal'a verdi.
13 Aralık 1983 - 1. Özal Hükümeti ( - 21 Aralık 1987) TBMM'de güvenoyu aldı.
13 Aralık 1983 - 1. Özal Hükümeti ( - 21 Aralık 1987) TBMM'de güvenoyu aldı.
KKTC Bağımsızlığını İlan Etti
15 Kasım 1983 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bağımsızlığını ilan etti.Türkiye, KKTC'yi tanıdığını ilan etti.
ASALA Eylemleri
9 Mart 1983 - Belgrad (Yugoslavya) Büyükelçimiz Galip Balkar ve makam şoförü Necati Kaya, ASALA töröristleri tarafından şehit edildiler.
14 Temmuz 1983 - Brüksel Ateşemiz Dursun Aksoy, ASALA militanlarınca şehit edildi.
15 Temmuz 1983 - Paris'in Orly Havaalanı'nda bulunan THY bürosuna, ASALA militanlarınca bomba atıldı. 7 kişi öldü, 56 kişi yaralandı.
14 Temmuz 1983 - Brüksel Ateşemiz Dursun Aksoy, ASALA militanlarınca şehit edildi.
15 Temmuz 1983 - Paris'in Orly Havaalanı'nda bulunan THY bürosuna, ASALA militanlarınca bomba atıldı. 7 kişi öldü, 56 kişi yaralandı.
Döviz Taşımak Suç Olmaktan Çıktı
6 Ocak 1984 - Türk Parasını Koruma Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle döviz taşımak suç olmaktan çıktı
Hong Kong Anlaşması Yapıldı
26 Eylül 1984 - Birleşik Krallık ve Çin Halk Cumhuriyeti, Hong Kong'un 1997 yılında Çin'e katılmasını öngören bir anlaşma imzaladı.
19 Kasım 1984 - Çin Halk Cumhuriyeti ve Birleşik Krallık, Hong Kong'un geleceği hakkında bir katılım anlaşması imzaladılar.
19 Kasım 1984 - Çin Halk Cumhuriyeti ve Birleşik Krallık, Hong Kong'un geleceği hakkında bir katılım anlaşması imzaladılar.
HP ile SODEP Birleşti SHP Oldu
2 Kasım 1985 - HP ile SODEP birleşerek Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) adını aldı. SHP'nin Genel Başkanlığı'na Aydın Güven Gürkan seçildi.
1985 Genel Nüfus Sayımı
19 Ekim 1985 - Genel nüfus sayımı yapıldı. Türkiye'nin nüfusunun 51.4 milyon olduğu açıklandı.
6 Eylül Referandumu
6 Eylül 1987 - 12 Eylül döneminde konan siyasi yasakların kaldırılması için yapılan referandum sonucunda yüzde 50.16 "Evet", yüzde 49.84 "Hayır" çıktı.
AIDS
Acquired Immune Deficiency Syndrome, acquired immunodeficiency syndrome (AIDS, Aids) veya edinilmiş bağışıklık yetersizliği belirtisi, HIVin etkisiyle insanlarda bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan sendrom.
AIDS
AIDS, tedavi alınmadığı takdirde 'HIV' virüsünün bağışıklık sistemini zayıflatarak yol açtığı bir sendromdur. AIDS tablosuna gelen kişiler; cilt kanseri ve bunun gibi ciddi enfeksiyonlara yakalanırlar. Açılımı "Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu"dur.
HIV virüsü taşıyan kişiye HIV pozitif denir. HIV pozitif olmak ile AIDS olmak aynı şey olmadığı gibi, her HIV pozitif olan kişi AIDS tablosuna gelecektir diye bir durum yoktur. Günümüzde uygulanan ART ilaç tedavisi ile HIV pozitif olan kişiler AIDS tablosuna gelmeden yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Yani yaygın olarak bilinenin aksine, HIV pozitif olan kişiler artık ölümü beklemiyorlar. Günümdeki tedavi olanakları ile HIV/AIDS artık kronik bir hastalıktır.
HIV virüsü kana bulaştıktan sonra uzun yıllar belirti vermeyebilir. Bulaşma gerçekleştikten 3 ay sonra yapılan testler en doğru sonucu verir....
Belirtileri
HIV bulaştıktan sonra, AIDS hastalığı belirtileri kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine göre, 3 - 5 yıl, hatta bazen daha uzun süre sonra ortaya çıkar. HIV bulaştığı vücutta çeşitli hücrelere, özellikle CD4T kan hücrelerine yerleşerek çoğalır. Zarar gören CD4T hücreleri giderek azalır ve bunun sonucu olarak vücudun bağışıklık sistemi yıkıma uğrar. Vücut direnci zayıflayan hastada, normalde zararsız olan, hafif geçen ya da ender rastlanan bazı hastalıklar belirir. Ayrıca lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride tekrarlayan uçuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük görülür. Tüberküloz, pamukçuk, diğer bakteri, mantar ve protozoon hastalıkları fırsatçı enfeksiyonlar ortaya çıkar.Kişide bu belirtilerin ancak birkaç tanesinin bir arada bulunması durumunda AIDS düşünülebilir. Kaposi sarkomu ve bazı lenfomalarda HIV enfeksiyonunu düşündüren önemli belirtilerdendir. Kesin tanı için anti-HIV testi yapılır.
Korunma
Kan nakli sırasında, AIDS testi yapılmamış kontrolsüz kan asla kullanılmamalıdır.
Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga, iğne, cerrahi aletler, jilet, makas, diş hekimliği aletleri, akupunktur iğneleri kesinlikle kullanılmamalıdır ve kullanılmasına izin verilmemelidir. Böyle işlemlerde bir kez kullanılıp atılan araç-gereç kullanılmamalı ya da kullanılan aletler kesinlikle dezenfekte ya da sterilize edilmelidir.
Beden kişiye aittir. Uygulanacak işlemler sırasında akla takılan soruları sormaktan çekinmemek gereklidir.
HIV pozitif kişi, test sonucunu öğrendikten sonra kesinlikle kan vermemelidir.
HIV'li sperm sıvısı, genital sıvı ya da kanın bulaştığı alet ve eşyanın yaralı dokuya teması ile de HIV bulaşabilir.
Açık yaralar, vücuda mikrop/virüs/bakteri girişini engellemek için bantla kapatılmalıdır.
Cinsel İlişki
HIV her türlü cinsel ilişki ile bulaşır. Güvenli cinsel yaşam kurallarına uyulması HIV'in cinsel yolla bulaşmasını büyük oranda engeller.
Cinsel ilişkide "koruyucu kılıf" (prezervatif, kondom, kaput) kullanılması, güvenli cinsel yaşamın ilk şartıdır. Kurulan cinsel ilişkinin tehlikeli olmayacağı düşünülse bile prezervatif kullanımı ihmal edilmemelidir. Çoğu kişi HIV'in yalnızca fahişelerde, uyuşturucu kullananlarda, eşcinsellerde bulunduğuna dair yanlış bir kanaate sahiptir ve bu nedenle bu sayılan gruplar dışındaki ilişkilerinde kondom kullanımını ihmal eder.
Ancak, AIDS belirli bir sosyal grubun hastalığı değildir. Hastalığın mikrobu olan HIV, cins, ırk, renk, din, yaş farkı gözetmeksizin herkese bulaşabilir. HIV, kontrolsüz kan verilmesi, HIV ile kirlenmiş alet kullanılması gibi kişinin elinde olmayan nedenlerle ya da kişinin kendisinin ya da cinsel eşinin HIV pozitif kişilerle prezervatif kullanmadan ilişki kurması durumunda kişiye ve/veya eşine bulaşabilir. HIV pozitif olan kişi kendisini ve cinsel eşini korumak için her türlü cinsel ilişkisinde prezervatif kullanmalıdır.
Prezervatif doğru takılmalı ve vazelin gibi petrol türevi kayganlaştırıcı kullanılmamalıdır. Prezervatifi paketinden çıkarırken zedelenmemesine dikkat edilmelidir. Kesici aletler kullanmak ya da uzun tırnaklar prezervatife zarar verebilir. Prezervatif penis sertleştikten sonra takılmalıdır. Ucunun (meninin akması için ayrılan bölüm) sıkılarak havası boşaltıldıktan sonra prezervatif penisin başına yerleştirilmelidir. Prezervatif alt kısmından aşağıya doğru açılır. Son olarak, üzerine kayganlaştırıcı sürülür. Kayganlaştırıcı riski azaltır. Kayganlaştırıcı (lubricant) cinsel birleşmenin daha rahat gerçekleşmesini sağlayarak prezervatifin yırtılmasını engelleyen bir sıvıdır. Prezervatifi taktıktan sonra üzerine kayganlaştırıcı sürmek güvenli seks için gereklidir. İstenirse, parmak ile anüs deliğine de kayganlaştırıcı sürülebilir. Vazelin, el kremi, masaj yağı gibi maddeler kullanılmamalıdır. Bunlar, kimyasal özellikleri yüzünden prezervatifin zarar görmesine neden olurlar. Doğru kayganlaştırıcı, yağ içermemeli, su bazlı olmalıdır. Boşaldıktan sonra, prezervatif alt kısmından tutularak çıkartılır. Hiçbir zaman aynı prezervatif ikinci kez kullanılmamalıdır. Son olarak penis yıkanmalıdır. Bu işlem, penisin üzerinde meni kalmamasını sağlar.
Açılmamış prezervatif ısıdan, güneşten, floresan ışığından ve nemden korunmalıdır. Bunlar, prezervatifin ana maddesi olan lateksi zayıflatarak ilişki sırasında prezervatifin zedelenmesine, yırtılmasına neden olabilirler.
TÜRKİYE'DE DURUM
Türkiye'de ilk AIDS vakası 1985 Kasım'ında görüldü. Aynı yıl bir de taşıyıcı tespit edildi. Sonraki yıllarda taşıyıcı ve AIDS vakalarının sayısı arttı. Özellikle yurtdışında çalışan işçi ve işçi yakınlarında hastalık saptandı. Bu işçiler virüsü eşlerine de bulaştırdı. Türkiye'ye gelen turistler ve yurtdışına gidip gelen Türkler ile birlikte AIDS yayılmaya başladı. Tehlikenin boyutları 1990'lı yıllarda Romanya, Rusya, Gürcistan ve diğer ülkelerden fuhuş için gelen kadınlarla iyice büyüdü. 1985 yılında sinema ve sahne dünyasında 'Murti' lakabıyla tanınan Murteza Elgin'in AIDS olduğunun ortaya çıkmasıyla yaşanan paniğin ardında, AIDS hakkındaki bilgi yetersizliğinin etkisi fazlaydı. Sağlık Bakanlığı'nın 2006 verilerine göre; ülkemizde 588 AIDS hastası, bin 666 kişide HIV virüsü olmak üzere, toplam 2 bin 254 kişi bu hastalığın pençesinde.
1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kutlanmaktadır.
AIDS
AIDS, tedavi alınmadığı takdirde 'HIV' virüsünün bağışıklık sistemini zayıflatarak yol açtığı bir sendromdur. AIDS tablosuna gelen kişiler; cilt kanseri ve bunun gibi ciddi enfeksiyonlara yakalanırlar. Açılımı "Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu"dur.
HIV virüsü taşıyan kişiye HIV pozitif denir. HIV pozitif olmak ile AIDS olmak aynı şey olmadığı gibi, her HIV pozitif olan kişi AIDS tablosuna gelecektir diye bir durum yoktur. Günümüzde uygulanan ART ilaç tedavisi ile HIV pozitif olan kişiler AIDS tablosuna gelmeden yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Yani yaygın olarak bilinenin aksine, HIV pozitif olan kişiler artık ölümü beklemiyorlar. Günümdeki tedavi olanakları ile HIV/AIDS artık kronik bir hastalıktır.
HIV virüsü kana bulaştıktan sonra uzun yıllar belirti vermeyebilir. Bulaşma gerçekleştikten 3 ay sonra yapılan testler en doğru sonucu verir....
Belirtileri
HIV bulaştıktan sonra, AIDS hastalığı belirtileri kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine göre, 3 - 5 yıl, hatta bazen daha uzun süre sonra ortaya çıkar. HIV bulaştığı vücutta çeşitli hücrelere, özellikle CD4T kan hücrelerine yerleşerek çoğalır. Zarar gören CD4T hücreleri giderek azalır ve bunun sonucu olarak vücudun bağışıklık sistemi yıkıma uğrar. Vücut direnci zayıflayan hastada, normalde zararsız olan, hafif geçen ya da ender rastlanan bazı hastalıklar belirir. Ayrıca lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride tekrarlayan uçuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük görülür. Tüberküloz, pamukçuk, diğer bakteri, mantar ve protozoon hastalıkları fırsatçı enfeksiyonlar ortaya çıkar.Kişide bu belirtilerin ancak birkaç tanesinin bir arada bulunması durumunda AIDS düşünülebilir. Kaposi sarkomu ve bazı lenfomalarda HIV enfeksiyonunu düşündüren önemli belirtilerdendir. Kesin tanı için anti-HIV testi yapılır.
Korunma
Kan nakli sırasında, AIDS testi yapılmamış kontrolsüz kan asla kullanılmamalıdır.
Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga, iğne, cerrahi aletler, jilet, makas, diş hekimliği aletleri, akupunktur iğneleri kesinlikle kullanılmamalıdır ve kullanılmasına izin verilmemelidir. Böyle işlemlerde bir kez kullanılıp atılan araç-gereç kullanılmamalı ya da kullanılan aletler kesinlikle dezenfekte ya da sterilize edilmelidir.
Beden kişiye aittir. Uygulanacak işlemler sırasında akla takılan soruları sormaktan çekinmemek gereklidir.
HIV pozitif kişi, test sonucunu öğrendikten sonra kesinlikle kan vermemelidir.
HIV'li sperm sıvısı, genital sıvı ya da kanın bulaştığı alet ve eşyanın yaralı dokuya teması ile de HIV bulaşabilir.
Açık yaralar, vücuda mikrop/virüs/bakteri girişini engellemek için bantla kapatılmalıdır.
Cinsel İlişki
HIV her türlü cinsel ilişki ile bulaşır. Güvenli cinsel yaşam kurallarına uyulması HIV'in cinsel yolla bulaşmasını büyük oranda engeller.
Cinsel ilişkide "koruyucu kılıf" (prezervatif, kondom, kaput) kullanılması, güvenli cinsel yaşamın ilk şartıdır. Kurulan cinsel ilişkinin tehlikeli olmayacağı düşünülse bile prezervatif kullanımı ihmal edilmemelidir. Çoğu kişi HIV'in yalnızca fahişelerde, uyuşturucu kullananlarda, eşcinsellerde bulunduğuna dair yanlış bir kanaate sahiptir ve bu nedenle bu sayılan gruplar dışındaki ilişkilerinde kondom kullanımını ihmal eder.
Ancak, AIDS belirli bir sosyal grubun hastalığı değildir. Hastalığın mikrobu olan HIV, cins, ırk, renk, din, yaş farkı gözetmeksizin herkese bulaşabilir. HIV, kontrolsüz kan verilmesi, HIV ile kirlenmiş alet kullanılması gibi kişinin elinde olmayan nedenlerle ya da kişinin kendisinin ya da cinsel eşinin HIV pozitif kişilerle prezervatif kullanmadan ilişki kurması durumunda kişiye ve/veya eşine bulaşabilir. HIV pozitif olan kişi kendisini ve cinsel eşini korumak için her türlü cinsel ilişkisinde prezervatif kullanmalıdır.
Prezervatif doğru takılmalı ve vazelin gibi petrol türevi kayganlaştırıcı kullanılmamalıdır. Prezervatifi paketinden çıkarırken zedelenmemesine dikkat edilmelidir. Kesici aletler kullanmak ya da uzun tırnaklar prezervatife zarar verebilir. Prezervatif penis sertleştikten sonra takılmalıdır. Ucunun (meninin akması için ayrılan bölüm) sıkılarak havası boşaltıldıktan sonra prezervatif penisin başına yerleştirilmelidir. Prezervatif alt kısmından aşağıya doğru açılır. Son olarak, üzerine kayganlaştırıcı sürülür. Kayganlaştırıcı riski azaltır. Kayganlaştırıcı (lubricant) cinsel birleşmenin daha rahat gerçekleşmesini sağlayarak prezervatifin yırtılmasını engelleyen bir sıvıdır. Prezervatifi taktıktan sonra üzerine kayganlaştırıcı sürmek güvenli seks için gereklidir. İstenirse, parmak ile anüs deliğine de kayganlaştırıcı sürülebilir. Vazelin, el kremi, masaj yağı gibi maddeler kullanılmamalıdır. Bunlar, kimyasal özellikleri yüzünden prezervatifin zarar görmesine neden olurlar. Doğru kayganlaştırıcı, yağ içermemeli, su bazlı olmalıdır. Boşaldıktan sonra, prezervatif alt kısmından tutularak çıkartılır. Hiçbir zaman aynı prezervatif ikinci kez kullanılmamalıdır. Son olarak penis yıkanmalıdır. Bu işlem, penisin üzerinde meni kalmamasını sağlar.
Açılmamış prezervatif ısıdan, güneşten, floresan ışığından ve nemden korunmalıdır. Bunlar, prezervatifin ana maddesi olan lateksi zayıflatarak ilişki sırasında prezervatifin zedelenmesine, yırtılmasına neden olabilirler.
TÜRKİYE'DE DURUM
Türkiye'de ilk AIDS vakası 1985 Kasım'ında görüldü. Aynı yıl bir de taşıyıcı tespit edildi. Sonraki yıllarda taşıyıcı ve AIDS vakalarının sayısı arttı. Özellikle yurtdışında çalışan işçi ve işçi yakınlarında hastalık saptandı. Bu işçiler virüsü eşlerine de bulaştırdı. Türkiye'ye gelen turistler ve yurtdışına gidip gelen Türkler ile birlikte AIDS yayılmaya başladı. Tehlikenin boyutları 1990'lı yıllarda Romanya, Rusya, Gürcistan ve diğer ülkelerden fuhuş için gelen kadınlarla iyice büyüdü. 1985 yılında sinema ve sahne dünyasında 'Murti' lakabıyla tanınan Murteza Elgin'in AIDS olduğunun ortaya çıkmasıyla yaşanan paniğin ardında, AIDS hakkındaki bilgi yetersizliğinin etkisi fazlaydı. Sağlık Bakanlığı'nın 2006 verilerine göre; ülkemizde 588 AIDS hastası, bin 666 kişide HIV virüsü olmak üzere, toplam 2 bin 254 kişi bu hastalığın pençesinde.
1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kutlanmaktadır.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi : Keneler
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA veya Kırım-Kongo Hemorajik Ateş, KKHA) keneler (özellikle Hyalomma cinsi) yoluyla bulaşan, zoonotik enfeksiyona yol açan bir viral hastalıktır.
Evcil ve vahşi hayvanların yanı sıra insanlara da bulaşabilir. Özellikle Doğu ve Batı Afrika'da yaygın olan patojenik virüs Bunyaviridae ailesinin Nairovirüs grubuna bağlı bir RNA virüsüdür. Enfekte olmuş memelilerde klinik hastalık nadir de olsa, insanlarda çoğunlukla ağır geçer ve mortalite oranı %30'dur. Endemik bölgelerde virüs keneler yoluyla bulaştığı için özellikle tarım ve hayvancılık ile uğraşan kişiler yüksek risk grubundadır.
Ülkemizdeki durumu
Türkiye’de ilk defa 2002 yılının ilkbahar ve yaz aylarında başta Tokat, Çorum, Sivas, Amasya, Yozgat, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Erzincan ve çevresi olmak üzere geniş bir coğrafi alanda görülmeye başlanmış ve hastalığın tanısı 2003 yılında konmuştur. Daha sonra Kastamonu, Bartın, Ankara, Balıkesir gibi illerde de vakaların ortaya çıkması ile hastalığın görüldüğü alan daha da genişlemiştir. Hastalık her yıl Mayıs-Eylül ayları arasında görülmekte ve Temmuz ayında pik yapmaktadır. 2002 yılında başlayan bu salgın halen devam etmektedir.
İnsanlara nasıl bulaşır?
Virus insana temel olarak enfekte kenenin ısırması ile bulaşır. Bunun dışında; viremik dönemdeki enfekte hayvanın kan ve dokuları ile temasla da bulaş olabilir. Bu açıdan veteriner hekimler, kasaplar ve hayvanlarla uğraşanlar bulaş açısından riskli grubu oluştururlar. Ayrıca kenelerin bulunduğu alanlarda çalışanlar, piknik yapanlar, avcılar vb. kene ile temas ederek bulaş açısından risk altındadırlar. Bu hastalara bakım veren sağlık çalışanlarına da hastanın kanı, enfekte doku ve sekresyonları ile temasla bulaş olabilir. Sağlık çalışanlarına bu tip bulaş bildirilmiştir.
Dünya’da görüldüğü yerler
Dünya’da; Balkanlar, Asya, Orta-Doğu, Hint yarımadası, Afrika gibi bölgelerinde görülmektedir.
Evcil ve vahşi hayvanların yanı sıra insanlara da bulaşabilir. Özellikle Doğu ve Batı Afrika'da yaygın olan patojenik virüs Bunyaviridae ailesinin Nairovirüs grubuna bağlı bir RNA virüsüdür. Enfekte olmuş memelilerde klinik hastalık nadir de olsa, insanlarda çoğunlukla ağır geçer ve mortalite oranı %30'dur. Endemik bölgelerde virüs keneler yoluyla bulaştığı için özellikle tarım ve hayvancılık ile uğraşan kişiler yüksek risk grubundadır.
Ülkemizdeki durumu
Türkiye’de ilk defa 2002 yılının ilkbahar ve yaz aylarında başta Tokat, Çorum, Sivas, Amasya, Yozgat, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Erzincan ve çevresi olmak üzere geniş bir coğrafi alanda görülmeye başlanmış ve hastalığın tanısı 2003 yılında konmuştur. Daha sonra Kastamonu, Bartın, Ankara, Balıkesir gibi illerde de vakaların ortaya çıkması ile hastalığın görüldüğü alan daha da genişlemiştir. Hastalık her yıl Mayıs-Eylül ayları arasında görülmekte ve Temmuz ayında pik yapmaktadır. 2002 yılında başlayan bu salgın halen devam etmektedir.
İnsanlara nasıl bulaşır?
Virus insana temel olarak enfekte kenenin ısırması ile bulaşır. Bunun dışında; viremik dönemdeki enfekte hayvanın kan ve dokuları ile temasla da bulaş olabilir. Bu açıdan veteriner hekimler, kasaplar ve hayvanlarla uğraşanlar bulaş açısından riskli grubu oluştururlar. Ayrıca kenelerin bulunduğu alanlarda çalışanlar, piknik yapanlar, avcılar vb. kene ile temas ederek bulaş açısından risk altındadırlar. Bu hastalara bakım veren sağlık çalışanlarına da hastanın kanı, enfekte doku ve sekresyonları ile temasla bulaş olabilir. Sağlık çalışanlarına bu tip bulaş bildirilmiştir.
Dünya’da görüldüğü yerler
Dünya’da; Balkanlar, Asya, Orta-Doğu, Hint yarımadası, Afrika gibi bölgelerinde görülmektedir.
Kuş Gribi Ortaya Çıktı
Kuş gribi Türkiye'de can aldı
Koçyiğit'in ölüm sebebi zatürre değil kuş gribi4 Ocak, 2006 23:24:00 (TSİ)
Kuş gribi Güneydoğu Asya'dan sonra dünyada ilk defa Türkiye'de insan ölümüne yol açtı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinden kuş gribi şüphesiyle Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne getirilerek tedaviye alınan hastalardan ikisinin kuş gribi yönünden pozitif bulunduğunu, diğer hastanın durumunun şüpheli olduğunu açıkladı. Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, aynı aileden iki hastaya ait örneklerin Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü Başkanlığı'nda ve Çapa Tıp Fakültesi üroloji laboratuarında incelendiğini belirterek, incelemede sonuçların 'pozitif' olarak belirlendiğini kaydetti. Akdağ, şöyle konuştu: ''Bunlardan birisi hayatını kaybetmiş olan Mehmet Ali Koçyiğit. Zaten pozitif sonuçlar da Mehmet Ali Koçyiğit'in akciğerinden doğrudan alınan örneklerde tespit edilmiştir. Diğeri de Fatma Koçyiğit'tir. Onun da şu anda hastalığı ciddi bir durumdadır ve hastanede yatmaktadır. Üçüncü vakanın bulguları şüpheli pozitif olarak bulunmuştur. Dolayısıyla her iki laboratuarın da pozitif olarak şu anda belirlediği vaka sayısı ikidir. Diğer bir vaka da şüpheli pozitiftir.'' Ulusal plan hazırlandı
Sağlık Bakanı Akdağ, "ölüm oranı yüzde 50'nin üzerinde olan bir hastalıktan bahsedildiği gözönünde bulundurulursa, özellikle kanatlı hayvanlarla ilgilenenlerin dikkatli olması gerekir" dedi. Bakan, kanatlı hayvanlarla uğraşanların ellerini bol sabunla yıkaması gerektiği uyarısında bulundu. Bakan, Türkiye’de ilaç stoğunun yeterli olduğunu da vurguladı.
Bakan Akdağ, laboratuar çalışmaları devam ederken Sağlık Bakanlığı'nın, eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversitelerden konunun uzmanlarından oluşan bir heyeti de bölgeye gönderdiğini belirtti.
Akdağ, Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası sağlık kuruluşlarınca ileriki herhangi bir dönemde gerçekleşebileceği varsayılan grip salgını ile ilgili olarak Türkiye'de de Ulusal Grip Pandemi Hazırlık Planı'nı hazırlandığını belirtti. Bu planın hazırlık çalışmalarına 60 kadar bilim adamının iştirak ettiğini ve 2005 ekim ayında plana son şekli verilerek Dünya Sağlık Örgütü'ne de gönderildiğini dile getiren Akdağ, ayrıca Ulusal Pandemi Planı'nın uygulama esaslarının da belirlenmiş durumda olduğunu bildirdi.
NASIL BULAŞIYOR?
Virüs bulaşmış kanatlılar ile doğrudan temas ve dışkılarının kirlettiği nesneler, insanlara bulaşmanın ana yöntemleri. Çoğunlukla kırsal alanlarda serbest dolaşan kümes hayvanları hastalığı taşıyor. Kanatlı eti yemek güvenli mi?Kuş gribi virüsü içerse bile pişmiş etten bulaşmamaktadır. Ancak etin tamamının iyice pişirilmesi gerekli. H5N1 virüsü etin pişme ısısı olan 70 derecede ölüyor. Yumurtalar da tamamen pişmeli akışkan kalmamalıdır.
İnsan sağlığı için sonuçları nedir?Kuş gribi yüksek oranda ölüme yol açıyor. En büyük risk virüsün gelişerek insandan insana bulaşır hale gelmesi. Dünya Sağlık Örgütü böyle bir durumda 50 milyon insanın ölebileceğini belirtiyor.Hastalar Van'da tedavi altında
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Faik Öner ise, tedavi gören hastaların tahlil sonuçlarının pozitif çıkmasının kendilerini ürkütmediğini söyledi.
Prof. Dr. Öner, Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nden kuş gribi şüphesiyle Van'a getirilen ve YYÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan hasta sayısının sekiz olduğunu belirtti.
Kuş gribi tedavisinde uygulanan Tamiflu isimli ilacın pazartesi günü ellerine ulaştığını ve pazartesi gününden itibaren hastalara bu ilacın verildiğini vurgulayan Öner, vakanın kuş gribi çıkmasından sonra Doğubayazıt'tan yeni gelebilecek hastalar için daha özel bir tedavi uygulanacağını kaydetti.
Öner, hastanelerinde tedavi gören sekiz hastadan Fatma Koçyiğit'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu, diğer hastaların ise ayrı odalarda ve ayrı hemşireler gözetiminde tedavilerinin sürdüğünü sözlerine ekledi. Ağrı'nın Doğu Beyazıt ilçesinde dört kişi, 31 aralık 2005 tarihinde kuş gribi şüphesiyle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınmıştı. Türkiye ve dünyada kuş gribiKuş gribine Türkiye'de ilk kez 5 ekimde rastlanmış, vakanın ortaya çıktığı ise 8 ekim tarihinde kamuoyuna açıklanmıştı. Balıkesir'in Manyas ilçesine bağlı Kızıksa beldesinde bir üreticinin bin 800 hindisi bir gece içinde ölünce kuş gribinin Türkiye'deki varlığı ortaya çıktı. Laboratuvar sonuçları hindi ölümlerine, ölümcül ‘H5N1' virüsünün neden olduğunu ortaya koydu. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ise, 9 aralıkta Türkiye'de yaşanan kuş gribi hastalığının bittiğini açıklamıştı. 2003 yılından bu yana kuş gribi yüzünden Asya'da en az 75 kişi öldü.Romanya, Rusya, Hırvatistan, Yunanistan Moğolistan, Kazakistan, Çin ve Türkiye'de H5N1 virüsüne rastlandı ancak bu ülkelerde can kaybı olmadı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2003 yılından bugüne kadar; Kamboçya'da 4 vaka 4 ölüm, Çin’de 7 vaka 3 ölüm, Endonezya’da 16 vaka 11 ölüm, Tayland’da 22 vaka 14 ölüm, Vietnam’da 93 vaka 42 ölüm yaşandı. Ülkelerin aldığı önlemler Asya'da başlayan ve Avrupa'ya da sıçrayan kuş gribinin ardından pek çok ülke olası bir tehdide karşı hazırlıklara başladı: Fransa:Olası bir salgına karşı plan hazırlanıyor ve insan salgınına karşı 40 milyon dozluk aşı siparişi verildi.Ülkede 9 milyon virüs ilacı stoklanmış durumda. Yıl sonuna kadar bu rakam 14 milyona çıkacak. Hastanelere geçen yıl 50 milyon maske dağıtıldı. Almanya:Ülkenin güneydoğusundaki Bavyera eyaletinde kümes hayvanlarının satışı yasaklandı. Diğer eyaletler için de ayrıntılı planlar hazırlanıyor. Her eyalet kendi aşısını sipariş etmekle yükümlü. Şu ana kadar 20 milyon avroluk sipariş verildi. Olası bir salgında sadece 10 kişiden birine yetecek ilaç var. Yunanistan:2004 olimpiyat oyunları için harcanan 1 milyar dolarlık güvenlik önlemleri sayesinde ülke biyolojik tehditlere karşı iyi hazırlanmış durumda. Ege adalarında hastalık görüldükten sonra eczanelerde kuyruklar oluştu. İlkbaharda 200 bin doz ilaç alınacak. İtalya:Veteriner ve hayvan hastalığı önleme uzmanları çiftliklerde sürekli denetim yapıyor. Salgın çıkarsa üç dört ay içinde 36 milyon doz aşı üretilecek. 100 milyon avro maliyetinde 30 milyon doz ilaç siparişi verildi. Yabani kuşlarının avlanmasını yasaklama planı yok. Romanya:Ülkedeki vakanın ardından pratisyen hekimlere yetki verildi ve hastaların tecrit edilmesi için tedbirler alındı. Aşı üretimi için Dünya Sağlık Örgütü’nün onayı bekleniyor. 500 bin doz ilaç mevcut. Ülkenin kırsal kesimlerine 300 bin doz dağıtıldı. Evcil kuşların karantinaya alınması, ev halkının aşılanması, araçların ilaçlanması gibi önlemler alınıyor.
İngiltere:Karantinada iki papağan öldükten sonra kontroller sıkılaştı. Kanatlı hayvanların pazarlarda satışı, fuarlar ve gösteriler yasaklandı. Salgın başladıktan sonra 120 milyon aşı doz hazırlanacak. Çin: Ülkede belirlenen üç ölümden sonra kırmızı, turuncu, sarı ve mavi kodlar kullanan bir acil durum planı hazırlandı. Dört yıllık araştırmadan sonra Çin, kuş gribi için bir aşı geliştirdiğini duyurdu. Çin sürekli olarak ilaç depolamaya devam ediyor ancak elindeki stoklar hakkında kesin bilgi yok.
Kaynak : http://www.cnnturk.com/TURKIYE/haber_detay.asp?PID=318&HID=3&haberID=150460
Koçyiğit'in ölüm sebebi zatürre değil kuş gribi4 Ocak, 2006 23:24:00 (TSİ)
Kuş gribi Güneydoğu Asya'dan sonra dünyada ilk defa Türkiye'de insan ölümüne yol açtı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinden kuş gribi şüphesiyle Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne getirilerek tedaviye alınan hastalardan ikisinin kuş gribi yönünden pozitif bulunduğunu, diğer hastanın durumunun şüpheli olduğunu açıkladı. Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, aynı aileden iki hastaya ait örneklerin Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü Başkanlığı'nda ve Çapa Tıp Fakültesi üroloji laboratuarında incelendiğini belirterek, incelemede sonuçların 'pozitif' olarak belirlendiğini kaydetti. Akdağ, şöyle konuştu: ''Bunlardan birisi hayatını kaybetmiş olan Mehmet Ali Koçyiğit. Zaten pozitif sonuçlar da Mehmet Ali Koçyiğit'in akciğerinden doğrudan alınan örneklerde tespit edilmiştir. Diğeri de Fatma Koçyiğit'tir. Onun da şu anda hastalığı ciddi bir durumdadır ve hastanede yatmaktadır. Üçüncü vakanın bulguları şüpheli pozitif olarak bulunmuştur. Dolayısıyla her iki laboratuarın da pozitif olarak şu anda belirlediği vaka sayısı ikidir. Diğer bir vaka da şüpheli pozitiftir.'' Ulusal plan hazırlandı
Sağlık Bakanı Akdağ, "ölüm oranı yüzde 50'nin üzerinde olan bir hastalıktan bahsedildiği gözönünde bulundurulursa, özellikle kanatlı hayvanlarla ilgilenenlerin dikkatli olması gerekir" dedi. Bakan, kanatlı hayvanlarla uğraşanların ellerini bol sabunla yıkaması gerektiği uyarısında bulundu. Bakan, Türkiye’de ilaç stoğunun yeterli olduğunu da vurguladı.
Bakan Akdağ, laboratuar çalışmaları devam ederken Sağlık Bakanlığı'nın, eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversitelerden konunun uzmanlarından oluşan bir heyeti de bölgeye gönderdiğini belirtti.
Akdağ, Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası sağlık kuruluşlarınca ileriki herhangi bir dönemde gerçekleşebileceği varsayılan grip salgını ile ilgili olarak Türkiye'de de Ulusal Grip Pandemi Hazırlık Planı'nı hazırlandığını belirtti. Bu planın hazırlık çalışmalarına 60 kadar bilim adamının iştirak ettiğini ve 2005 ekim ayında plana son şekli verilerek Dünya Sağlık Örgütü'ne de gönderildiğini dile getiren Akdağ, ayrıca Ulusal Pandemi Planı'nın uygulama esaslarının da belirlenmiş durumda olduğunu bildirdi.
NASIL BULAŞIYOR?
Virüs bulaşmış kanatlılar ile doğrudan temas ve dışkılarının kirlettiği nesneler, insanlara bulaşmanın ana yöntemleri. Çoğunlukla kırsal alanlarda serbest dolaşan kümes hayvanları hastalığı taşıyor. Kanatlı eti yemek güvenli mi?Kuş gribi virüsü içerse bile pişmiş etten bulaşmamaktadır. Ancak etin tamamının iyice pişirilmesi gerekli. H5N1 virüsü etin pişme ısısı olan 70 derecede ölüyor. Yumurtalar da tamamen pişmeli akışkan kalmamalıdır.
İnsan sağlığı için sonuçları nedir?Kuş gribi yüksek oranda ölüme yol açıyor. En büyük risk virüsün gelişerek insandan insana bulaşır hale gelmesi. Dünya Sağlık Örgütü böyle bir durumda 50 milyon insanın ölebileceğini belirtiyor.Hastalar Van'da tedavi altında
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Faik Öner ise, tedavi gören hastaların tahlil sonuçlarının pozitif çıkmasının kendilerini ürkütmediğini söyledi.
Prof. Dr. Öner, Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nden kuş gribi şüphesiyle Van'a getirilen ve YYÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan hasta sayısının sekiz olduğunu belirtti.
Kuş gribi tedavisinde uygulanan Tamiflu isimli ilacın pazartesi günü ellerine ulaştığını ve pazartesi gününden itibaren hastalara bu ilacın verildiğini vurgulayan Öner, vakanın kuş gribi çıkmasından sonra Doğubayazıt'tan yeni gelebilecek hastalar için daha özel bir tedavi uygulanacağını kaydetti.
Öner, hastanelerinde tedavi gören sekiz hastadan Fatma Koçyiğit'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu, diğer hastaların ise ayrı odalarda ve ayrı hemşireler gözetiminde tedavilerinin sürdüğünü sözlerine ekledi. Ağrı'nın Doğu Beyazıt ilçesinde dört kişi, 31 aralık 2005 tarihinde kuş gribi şüphesiyle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınmıştı. Türkiye ve dünyada kuş gribiKuş gribine Türkiye'de ilk kez 5 ekimde rastlanmış, vakanın ortaya çıktığı ise 8 ekim tarihinde kamuoyuna açıklanmıştı. Balıkesir'in Manyas ilçesine bağlı Kızıksa beldesinde bir üreticinin bin 800 hindisi bir gece içinde ölünce kuş gribinin Türkiye'deki varlığı ortaya çıktı. Laboratuvar sonuçları hindi ölümlerine, ölümcül ‘H5N1' virüsünün neden olduğunu ortaya koydu. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ise, 9 aralıkta Türkiye'de yaşanan kuş gribi hastalığının bittiğini açıklamıştı. 2003 yılından bu yana kuş gribi yüzünden Asya'da en az 75 kişi öldü.Romanya, Rusya, Hırvatistan, Yunanistan Moğolistan, Kazakistan, Çin ve Türkiye'de H5N1 virüsüne rastlandı ancak bu ülkelerde can kaybı olmadı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2003 yılından bugüne kadar; Kamboçya'da 4 vaka 4 ölüm, Çin’de 7 vaka 3 ölüm, Endonezya’da 16 vaka 11 ölüm, Tayland’da 22 vaka 14 ölüm, Vietnam’da 93 vaka 42 ölüm yaşandı. Ülkelerin aldığı önlemler Asya'da başlayan ve Avrupa'ya da sıçrayan kuş gribinin ardından pek çok ülke olası bir tehdide karşı hazırlıklara başladı: Fransa:Olası bir salgına karşı plan hazırlanıyor ve insan salgınına karşı 40 milyon dozluk aşı siparişi verildi.Ülkede 9 milyon virüs ilacı stoklanmış durumda. Yıl sonuna kadar bu rakam 14 milyona çıkacak. Hastanelere geçen yıl 50 milyon maske dağıtıldı. Almanya:Ülkenin güneydoğusundaki Bavyera eyaletinde kümes hayvanlarının satışı yasaklandı. Diğer eyaletler için de ayrıntılı planlar hazırlanıyor. Her eyalet kendi aşısını sipariş etmekle yükümlü. Şu ana kadar 20 milyon avroluk sipariş verildi. Olası bir salgında sadece 10 kişiden birine yetecek ilaç var. Yunanistan:2004 olimpiyat oyunları için harcanan 1 milyar dolarlık güvenlik önlemleri sayesinde ülke biyolojik tehditlere karşı iyi hazırlanmış durumda. Ege adalarında hastalık görüldükten sonra eczanelerde kuyruklar oluştu. İlkbaharda 200 bin doz ilaç alınacak. İtalya:Veteriner ve hayvan hastalığı önleme uzmanları çiftliklerde sürekli denetim yapıyor. Salgın çıkarsa üç dört ay içinde 36 milyon doz aşı üretilecek. 100 milyon avro maliyetinde 30 milyon doz ilaç siparişi verildi. Yabani kuşlarının avlanmasını yasaklama planı yok. Romanya:Ülkedeki vakanın ardından pratisyen hekimlere yetki verildi ve hastaların tecrit edilmesi için tedbirler alındı. Aşı üretimi için Dünya Sağlık Örgütü’nün onayı bekleniyor. 500 bin doz ilaç mevcut. Ülkenin kırsal kesimlerine 300 bin doz dağıtıldı. Evcil kuşların karantinaya alınması, ev halkının aşılanması, araçların ilaçlanması gibi önlemler alınıyor.
İngiltere:Karantinada iki papağan öldükten sonra kontroller sıkılaştı. Kanatlı hayvanların pazarlarda satışı, fuarlar ve gösteriler yasaklandı. Salgın başladıktan sonra 120 milyon aşı doz hazırlanacak. Çin: Ülkede belirlenen üç ölümden sonra kırmızı, turuncu, sarı ve mavi kodlar kullanan bir acil durum planı hazırlandı. Dört yıllık araştırmadan sonra Çin, kuş gribi için bir aşı geliştirdiğini duyurdu. Çin sürekli olarak ilaç depolamaya devam ediyor ancak elindeki stoklar hakkında kesin bilgi yok.
Kaynak : http://www.cnnturk.com/TURKIYE/haber_detay.asp?PID=318&HID=3&haberID=150460
31 Temmuz 2008 Perşembe
Tanju Çolak Avrupa Gol Kralı Oldu
22 Haziran 1988 - Galatasaraylı Tanju Çolak, 39 golle Avrupa Gol Kralı oldu.
Turgut Özal'a Suikast Yapıldı
18 Haziran 1988 - ANAP Kongresi'nde, Kartal Demirağ isimli şahıs Başbakan Turgut Özal'a kürsüde konuşma yaparken tabanca ile ateş etti. Başbakan Özal elinden hafif yaralanırken, saldırgan Kartal Demirağ salonda bulunan güvenlik görevlilerince etkisiz hale getirildi. Kartal Demirağ'ın hiçbir örgütle bağlantısı olmadığı ve bu eylemi tek başına yaptığı açıklandı.
Benazir Butto Başbakan Oldu
2 Aralık 1988 - Benazir Butto Pakistan başbakanliğina getirildi.Böylece bir İslam ülkesinde hükümet başkanlığına gelen ilk kadın oldu.
Halepçe Katliamı
16 Mart 1988 - İran-Irak Savaşı'nda Saddam Hüseyin yönetimi, Halepçe kentindeki sivil hedeflere kimyasal bombalarla saldırıldı. Kentte 5000'e yakın insan hayatını yitirmiştir.
Türkiye'de İlk Tüp Bebek
18 Nisan 1989 - Türkiye'de ilk tüp bebek (Ece Çoker), İzmir 'de Ege Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi'nde dünyaya geldi.
Bulgaristan'da Asimilasyon Nedeniyle Göçler Başladı
1989'da Bulgaristan'daki asimilasyon politikası sonucu Bulgaristan'daki Türkler, Türkiye'ye göç etti. Türklerin büyük çoğunluğu zorunlu göçe tabi tutuldu. Bitmeyen göç, dinmeyen sızı olarak tarihte yerini aldı.
Çavuşesku ve Eşi İdam Edildi
25 Aralık 1989 - Romanya devlet başkanı Nikolay Çavuşesku ve eşinin idam edilmesi
Çin'de Tiananmen Meydanı Protestoları
4 Haziran 1989 - Çin Halk Cumhuriyeti'nde devam eden Tiananmen Meydanı Protestoları kanla bastırıldı.
27 Mayıs Darbesinde Asılanlar İçin Anıt Mezar Yaptırıldı
17 Eylül 1990 - 27 Mayıs Darbesi'nin ardından idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın naaşları, İmralı Adası'ndan İstanbul'a getirildi ve Topkapı'da yaptırılan anıt mezara devlet töreniyle defnedildi.
Türkiye'nin İlk Kadın Valisi Atandı
6 Temmuz 1991 Muğla Valiliği'ne atanan Lale Aytaman, Türkiye'nin ilk kadın valisi olarak göreve başladı.
TCK 141, 142 ve 163. Maddeleri Kaldırıldı
31 Ocak 1991 - Bakanlar Kurulu, TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinin, 'cebir şartı ile yapılması hariç tutulmak üzere' kaldırılmasına karar verdi.
SSCB Dağıldı
26 Aralık 1991 - SSCB dağıldı. 23 Eylül'de bağımsızlığını ilan eden Ermenistan fiilen ve hukuken bağımsız oldu.
Irak'a Çöl Fırtınası Harekatı Yapıldı.
17 Ocak 1991 - BM'ye bağlı müttefik kuvvetler, Çöl Fırtınası Harekatı'nı başlatarak Irak'a karşı saldırıya geçer.
Muavenet Muhribi Vuruldu
2 Ekim 1992 - Ege Denizi'nde yapılan "Kararlılık Gösterisi 92" adlı NATO Tatbikatı sırasında Amerikan Saratoga gemisinden atılan iki adet sea sparrow füzesinin Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait TCG Muavenet muhribini vurması sonucu, 5 denizci şehit oldu.
CHP Yeniden Açıldı
Yeni Üniversiteler Kurulmaya Başlandı
11 Temmuz 1992 - Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Adnan Menderes Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Dumlupınar Üniversitesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Harran Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kafkas Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Muğla Üniversitesi, Mustafa Kemal Üniversitesi, Niğde Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sütçü İmam Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Zonguldak Karaelmas Üniversitesi kuruldu.
Yeni Galata Köprüsü Açıldı
17 Haziran 1992 - Haliç'te yapılan yeni Galata Köprüsü Törenle hizmete açıldı.
Emniyet Kemeri Takma Zorunluluğu Getirildi
1 Ocak 1992 - Araçlarda, sürücünün ve ön koltukta oturan yolcuların emniyet kemeri takma zorunluluğu yürürlüğe girdi.
Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday'ın Öldürülmesi
1995'te Gümüşhane'de, türbanlı avukatların duruşmaya girmelerini yasaklayan karara imza atan dönemin Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday, daha sonra Vakit ismini alan Akit gazetesinin hedefi olmuştu. Günday, hakkında günlerce süren yayınlardan sonra İzzet Kıraç adlı bir kişi tarafından türbanı yasakladığı gerekçesiyle öldürüldü.
28 Temmuz 2008 Pazartesi
Akmerkez Açıldı
Ümraniye Çöplüğü Patladı
28 Nisan 1993 - İstanbul,Ümraniye'de Hekimbaşı çöplüğünde biriken metan gazı patlamasıyla facia yaşandı. Çöp yığınının altında kalan 13 evde, çoğu kadın ve çocuk 39 kişi öldü.
Turgut Özal Vefat Etti
17 Nisan 1993 - Turgut Özal'ın ölümü ve cumhurbaşkanlığı makamının boşalması.
Türkiye'de İlk Internet
12 Nisan 1993 - PTT'den sağlanan 64Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ'deki yönlendiriciler kullanılarak, Amerika Birleşik Devletleri'nde NSFNet'e ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
Özel Radyolar Kapatıldı
30 Mart 1993 - Özel radyolar, izinsiz yayın yaptıkları gerekçesiyle Hükümet tarafından kapatıldı.
Adnan Kahveci'nin Ölümü
5 Şubat 1993 - Anavatan Partisi milletvekili Adnan Kahveci, eşi ve iki çocuğu ile birlikte Bolu-Gerede yakınlarında trafik kazası geçirdi. Kendisi ve eşi olay anında hayatlarını kaybederken, 17 yaşındaki çocukları Aslıhan Kahveci yaralı olarak kurtuldu ancak, bitkisel hayata girdi ve 10 gün sonra vefat etti.
Civangate Skandalı
19 Eylül 1994 - Emlak Bankası eski Genel Müdürü yapılan Engin Civan , Alaattin Çakıcı'nın adamı olan Davut Yıldız tarafından silahlı saldırıya uğradı.
Türksat 1B Yörüngede
10 Ağustos 1994 - Türkiye'nin ilk uydusu Türksat 1B, uzayda yörüngesine oturdu.
DEP'li Milletvekilleri Gözaltına Alındılar
2 Mart 1994 - TBMM, 6 DEP Milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırdı. Cumhuriyet tarihinde ilk olarak, Hatip Dicle ve Orhan Doğan Meclis çıkışında Polis tarafından gözaltına alındı. Leyla Zana, Ahmet Türk, Mahmut Alınak ve Sırrı Sakık ise gözaltına alınmamak için TBMM'den çıkmayacaklarını açıkladılar.
Tansu Çiller ve Benazir Butto Bosna-Hersek'te
3 Şubat 1994 - Başbakan Tansu Çiller ile Pakistan Başbakanı Benazir Butto, Bosna-Hersek'te birlikte yaptıkları açıklamada Bosna'nada ki soykırımın durdurulmasını istediler.
TSK Kuzey Irak'a Girdi
20 Mart 1995 - Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan (1974) sonraki en kapsamlı harekatı başlatarak 35.000 askerle Irak'a girdi. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Irak'ta 2245 PKK'lı öldürülürdü.
Taliban Yönetimi Ele Geçirdi
27 Eylül 1996 - Şubat 1995'de herhangi bir direnişle karşılaşmadan Afganistan'ın güney eyaletlerinin yarısını, 1996 başında da kuzey bölgesi dışında kalan Afgan eyaletlerinin çoğunu ele geçiren Taliban güçleri, 27 Eylül'de Kabil'e girerek yeni bir yönetim oluşturdu.
Türksat 1C Uydusu Yörüngede
10 Temmuz 1996 - Türksat 1C uydusu, Güney Amerika’da bulunan Fransız Guyanası’nın Kourou Uzay Üssü’nden uzaya fırlatılarak geçici yörüngesine yerleşti.
Deli Dana Hastalığı Ortaya Çıktı
Avrasya Feribotu Kaçırıldı
16 Ocak 1996 - Trabzon’dan Rusya’nın Soçi Limanı’na sefer yapan Avrasya Feribotu, 180 yolcu ve 45 mürettebatı, Muhammet Emin Tokcan liderliğindeki Çeçen eylemcilerce kaçırıldı.
19 Ocak 1996 - 4 gündür devam eden rehine olayında, Çeçen eylemcilerden dördü teslim oldu. Feribota düzenlenen operasyonda ise 5 eylemci yakalandı.
19 Ocak 1996 - 4 gündür devam eden rehine olayında, Çeçen eylemcilerden dördü teslim oldu. Feribota düzenlenen operasyonda ise 5 eylemci yakalandı.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Okuduğu Şiir
12 Aralık 1997 - Recep Tayyip Erdoğan davet üzerine gittiği Siirt’te, miting sırasında Ziya Gökalp'in 1912 yılında Balkan Savaşı için yazdığı Asker Duası'nın değiştirilmiş bir versiyonu ile; orduyu öven dizeyi söylemeden yerine "Minareler süngü/ Kubbeler miğfer/ Camiler kışlamız/ Müminler asker," mısralarını eklediği için Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. Yargılama sonucu Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesinden “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediği gerekçesiyle dört ay hapis cezasına çarptırıldı bu cezasını 24 Temmuz 1999 günü tamamladı.
30 Kasım 1997 Nufüs Sayımı Yapıldı
30 Kasım 1997 - Genel Nüfus Sayımı yapıldı.Türkiye'nin nüfusu 62,865,574 kişi olarak tespit edildi.
8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Kabul Edildi.
14 Ağustos 1997 - 8 yıllık kesintisiz eğitim kanunu TBMM’de kabul edildi. Bu kanunla Meslek Liselerinin ortaokul bölümleri kapatıldı.
Zülfü Livaneli Hipodrom Konseri
19 Mayıs 1997 Zülfü Livaneli'nin Ankara Hipodrom'unda verdiği konsere tam 525 bin kişi katıldı konser Türkiye'de demokrasi isteyen insanların çığlığına dönüştü.
Kadınlar Kızlık Soyadlarını da Kullanabilecekler
14 Mayıs 1997 - Kadınların, eşinin soyadı ile birlikte kızlık soyadını da kullanmalarını sağlayan yasa TBMM'de kabul edildi.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı Düştü
5 Kasım 1998 - Danıştay, 10 aylık hapis cezası kesinleşen Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan düşürdü.
Suriye'ye Gözdağı
16 Eylül 1998 - Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yaptığı açıklamada,PKK'ya açık destek veren Suriye'nin bu tutumundan vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "Sabrımızı taşırmasınlar" dedi.
20 Ekim 1998 - Adana’da Türkiye ile Suriye arasında iki gündür terör gündemiyle süren toplantı sonucunda imzalanan tutanakta, Şam yönetiminin PKK’yı terörist örgüt olarak kabul ettiği, ülkesindeki faaliyetlerini engelleyeceği vurgulandı.
20 Ekim 1998 - Adana’da Türkiye ile Suriye arasında iki gündür terör gündemiyle süren toplantı sonucunda imzalanan tutanakta, Şam yönetiminin PKK’yı terörist örgüt olarak kabul ettiği, ülkesindeki faaliyetlerini engelleyeceği vurgulandı.
Refah Partisinin Kapatılması
16 Ocak 1998 - Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş tarafından açılan davada Anayasa Mahkemesi Refah Partisi’ni kapattı. Genel Başkan Necmettin Erbakan ile bazı yöneticilere 5 yıl siyaset yapmama cezası verildi.
27 Temmuz 2008 Güngören Bombalı Saldırısı
Güngören saldırısı dünyada yankılandı
İstanbul Güngören’deki kanlı terör saldırısına yabancı medya geniş yer verdi.
İstanbul Güngören’deki kanlı terör saldırısı yurtdışında da yankılandı. Özellikle saldırının zamanlanmasına dikkat çekilen haberlerde, “Öldürücü patlamalar İstanbul’u vurdu”, “Saldırı, Türkiye’de gerilimli bir dönemde oldu”, “Kasım 2003’den sonra en ciddi terörist saldırı”, “Türkiye, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa sürüklendi” yorumları yapıldı.
BBC: “ÖLDÜRÜCÜ PATLAMALAR İSTANBUL’U VURDU”
İngiliz yayın kurumu BBC, “Öldürücü patlamalar İstanbul’u vurdu” başlığını kullandığı haberinde, “Hiç kimse sorumluluğunu üstlenmedi ancak güvenlik servisleri, saldırının Kürt asilerinin markasını taşıdığını söylüyor” dedi.
TIMES: “SALDIRI GERİLİMLİ BİR DÖNEMDE GERÇEKLEŞTİ”
İngiliz The Times da, İstanbul saldırısının Türkiye’de “gerilimin” yaşandığı bir dönemde gerçekleştiğini belirterek, saldırının Anayasa Mahkemesi'nin AKP davasını görüşmeye başlamasına saatler kala meydana geldiğini yazdı.
FIGARO: “GERİLİM DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞİYOR”
Fransız Le Figaro da, saldırı konusunda PKK’dan kuşkulandığını ancak silahlı İslamcı ve aşırı sol grupların da İstanbul’da aktif olduğunu belirtti. Gazete, “Bu çifte saldırı, Türkiye’nin gerilim dönemini yaşadığı günlerde meydana geliyor” dedi, Ergenekon ve AKP davalarına dikkat çekti.
DEUTSCHE WELLE: “İKİ BOMBA 16 KİŞİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDU”
Alman yayın kurulu Deutsche Welle de, “İstanbul Güngören'de 10 dakika ara ile patlayan iki bomba, 16 kişinin ölümüne neden oldu. 150'den fazla kişinin yaralandığı saldırıyı üstlenen olmadı. İlk incelemelere göre bombalar çöp tenekelerine bırakıldı” dedi.
NEW YORK TIMES: “KASIM 2003’DEN SONRA EN CİDDİ TERÖRİST SALDIRI”
New York Times, 15 Kasım 2003'de ikiz kamyonlara yerleştirilen bombaların patlamasıyla, İstanbul'daki iki sinagogda 23 kişinin ölmesi ve 300'den fazla kişinin yaralanmasından sonra dünkü iki patlama en ciddi terörist saldırı olarak görünüyor. O yıl 60 kişinin öldüğü ve İslami radikal grupların suçlandığı terör saldırıları serisinde en kötüsü olan saldırıda, El-Kaide bağlantılı karanlık bir grup sinagog patlamaları için sorumluluk üstlenmişti.
GUARDIAN: “İLK ŞÜPHELER KÜRT İSYANCILAR ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIYOR”
İngiliz The Guardian da, “İlk şüpheler son 25 yıl boyunca sayısız bombalı saldırıdan sorumlu olan Kürt isyancılar üzerinde yoğunlaşıyor” derken, İslamcı radikallerde Türkiye'de hedeflere bombalı saldırı yaptılar ve üç haftadan az bir süre önce İstanbul'daki ABD Konsolosluğu'na saldırdıklarını anımsattı.
İNDEPENDENT: “TÜRKİYE SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARSIZLIĞA SÜRÜKLENDİ”
Diğer İngiliz gazetesi The İndependent ise, son dönemde Türkiye’de gerçekleştirilen terörist saldırılarını da anımsattığı haberinde, saldırının zamanlanmasına dikkat çekerek, “Türkiye, bugün başlaması öngörülen dava nedeniyle, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa sürüklendi” yorumunu yaptı.
EL PAİS: “PATLAMALAR TSK’NIN KUZEY IRAK OPERASYONUNUN ARDINDAN OLDU”
İspanyol El Pais de, polisin İstanbul saldırılarından PKK’yı sorumlu tuttuğunu belirterek, “Patlamalar, Türk ordusunun Kuzey Irak’taki PKK mevzilerine karşı operasyon düzenlenmesinden birkaç saat sonra oldu” diye yazdı.
İstanbul Güngören’deki kanlı terör saldırısına yabancı medya geniş yer verdi.
İstanbul Güngören’deki kanlı terör saldırısı yurtdışında da yankılandı. Özellikle saldırının zamanlanmasına dikkat çekilen haberlerde, “Öldürücü patlamalar İstanbul’u vurdu”, “Saldırı, Türkiye’de gerilimli bir dönemde oldu”, “Kasım 2003’den sonra en ciddi terörist saldırı”, “Türkiye, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa sürüklendi” yorumları yapıldı.
BBC: “ÖLDÜRÜCÜ PATLAMALAR İSTANBUL’U VURDU”
İngiliz yayın kurumu BBC, “Öldürücü patlamalar İstanbul’u vurdu” başlığını kullandığı haberinde, “Hiç kimse sorumluluğunu üstlenmedi ancak güvenlik servisleri, saldırının Kürt asilerinin markasını taşıdığını söylüyor” dedi.
TIMES: “SALDIRI GERİLİMLİ BİR DÖNEMDE GERÇEKLEŞTİ”
İngiliz The Times da, İstanbul saldırısının Türkiye’de “gerilimin” yaşandığı bir dönemde gerçekleştiğini belirterek, saldırının Anayasa Mahkemesi'nin AKP davasını görüşmeye başlamasına saatler kala meydana geldiğini yazdı.
FIGARO: “GERİLİM DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞİYOR”
Fransız Le Figaro da, saldırı konusunda PKK’dan kuşkulandığını ancak silahlı İslamcı ve aşırı sol grupların da İstanbul’da aktif olduğunu belirtti. Gazete, “Bu çifte saldırı, Türkiye’nin gerilim dönemini yaşadığı günlerde meydana geliyor” dedi, Ergenekon ve AKP davalarına dikkat çekti.
DEUTSCHE WELLE: “İKİ BOMBA 16 KİŞİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDU”
Alman yayın kurulu Deutsche Welle de, “İstanbul Güngören'de 10 dakika ara ile patlayan iki bomba, 16 kişinin ölümüne neden oldu. 150'den fazla kişinin yaralandığı saldırıyı üstlenen olmadı. İlk incelemelere göre bombalar çöp tenekelerine bırakıldı” dedi.
NEW YORK TIMES: “KASIM 2003’DEN SONRA EN CİDDİ TERÖRİST SALDIRI”
New York Times, 15 Kasım 2003'de ikiz kamyonlara yerleştirilen bombaların patlamasıyla, İstanbul'daki iki sinagogda 23 kişinin ölmesi ve 300'den fazla kişinin yaralanmasından sonra dünkü iki patlama en ciddi terörist saldırı olarak görünüyor. O yıl 60 kişinin öldüğü ve İslami radikal grupların suçlandığı terör saldırıları serisinde en kötüsü olan saldırıda, El-Kaide bağlantılı karanlık bir grup sinagog patlamaları için sorumluluk üstlenmişti.
GUARDIAN: “İLK ŞÜPHELER KÜRT İSYANCILAR ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIYOR”
İngiliz The Guardian da, “İlk şüpheler son 25 yıl boyunca sayısız bombalı saldırıdan sorumlu olan Kürt isyancılar üzerinde yoğunlaşıyor” derken, İslamcı radikallerde Türkiye'de hedeflere bombalı saldırı yaptılar ve üç haftadan az bir süre önce İstanbul'daki ABD Konsolosluğu'na saldırdıklarını anımsattı.
İNDEPENDENT: “TÜRKİYE SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARSIZLIĞA SÜRÜKLENDİ”
Diğer İngiliz gazetesi The İndependent ise, son dönemde Türkiye’de gerçekleştirilen terörist saldırılarını da anımsattığı haberinde, saldırının zamanlanmasına dikkat çekerek, “Türkiye, bugün başlaması öngörülen dava nedeniyle, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa sürüklendi” yorumunu yaptı.
EL PAİS: “PATLAMALAR TSK’NIN KUZEY IRAK OPERASYONUNUN ARDINDAN OLDU”
İspanyol El Pais de, polisin İstanbul saldırılarından PKK’yı sorumlu tuttuğunu belirterek, “Patlamalar, Türk ordusunun Kuzey Irak’taki PKK mevzilerine karşı operasyon düzenlenmesinden birkaç saat sonra oldu” diye yazdı.
Anafartalar Çarşısı Bombalaması
Anafartalar Çarşısı Bombalaması: 22 Mayıs 2007’de Ankara’da Anafartalar İş Merkezi’nin önünde tahrip gücü yüksek bir bomba patlatıldı. 6 kişi öldü, 100’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıdan hemen sonra olay yerine giden Genelkurmay Başkanı Büyükanıt “Böyle olaylar büyük şehirlerde bundan sonra da olabilir” dedi.
27 Temmuz 2008 Pazar
Galatasaray 17. Şampiyonluğunu İlan Etti.
10 Mayıs 2008 - Yorucu ve bir o kadarda zorlu bir sezonun ardından Galatasaray 17.şampiyonluğunu ilan etti
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina Vefat Etti.
15 Haziran 2004 - Ahmet Piriştina, İzmir Belediye Başkanı (d. 1952)
Türkiye Euro 2008'de Yarı Finalde.
20 Haziran 2008 - EURO 2008'de Türkiye A Milli Futbol Takımı Hırvatistan Milli Futbol Takımı'nı yenerek EURO 08'de yarı finale yükselmiştir.
25 Haziran 2008 - Türkiye A Milli Futbol Takımı Euro 08'de Almanya Milli Takımına 3-2 mağlup olarak turnuvadan elendi.
29 Haziran 2008 - İspanya, Almanya'yı 1-0 yenerek Euro 2008'in şampiyonu oldu
25 Haziran 2008 - Türkiye A Milli Futbol Takımı Euro 08'de Almanya Milli Takımına 3-2 mağlup olarak turnuvadan elendi.
29 Haziran 2008 - İspanya, Almanya'yı 1-0 yenerek Euro 2008'in şampiyonu oldu
Anayasa Mahkemesi Türbana Serbestlik Getirecek Değişikliği İptal Ederek Yürürlüğü Durdurdu.
5 Haziran 2008 - Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getirecek anayasa değişikliğini 2'ye karşı 9 oyla iptal ederek yürürlüğünü durdurdu.
Türban Mitingi Yapıldı.
2 Şubat 2008 - Anıtkabir'de toplanılarak yüzbinlerin katılımıyla türban mitingi yapıldı.
Mitingin adı: 222-a
Mitingin adı: 222-a
İstanbul'da ruhsatsız bir atölyede patlama meydana geldi.
31 Ocak 2008- Sabah 9:45 civarında İstanbul'da ruhsatsız bir havai fişek fabrikasında patlama yaşandı, 70'e yakın kişi yaralandı, 25 kişi öldü.
Benazir Butto Öldürüldü.
27 Aralık 2007 - Benazir Butto düzenlediği mitingin ardından suikast sonucu öldürüldü.
Ankara Ulus'ta Patlama Oldu.
22 Mayıs 2007 - Ankara, Ulus'ta patlama sonucu 5 kişi öldü 60 kişi yaralandı.
Karadeniz Sahil Yolu Hizmete Açıldı.
7 Nisan 2007 - Tartışmalara neden olan Karadeniz Sahil Yolu hizmete girdi.
İsmail Cem Vefat Etti.
24 Ocak 2007 - TRT Eski Genel Müdürü ve Dışişleri Eski Bakanı İsmail Cem hayata gözlerini yumdu.
Bolu Dağı Tüneli Açıldı.
23 Ocak 2007 - Bolu Dağı Tüneli'nin İstanbul-Ankara istikameti, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İtalya Başbakanı Romano Prodi tarafından açıldı.
Pamukova Tren Kazası
22 Temmuz 2004 - İstanbul'dan Ankara hareket eden Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı hızlandırılmış trenin 4 vagonu Sakarya'nın Pamukova ilçesi yakınlarında raydan çıktı. Raydan çıkan vagonlar metrelerce savrularak, üst üste yığıldı. Kazada, 37 kişi öldü.
SSK hastaneleri sağlık bakanlığına geçti
19 Şubat 2004 - SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devri.SSK'ya bağlı 145 hastane, 212 dispanser, 11 ağız diş sağlığı merkezi ile 2 özel dal merkezi olmak üzere toplam 370 sağlık tesisi Sağlık Bakanlığı'na geçti.
Askerlik Süresi Düştü
22 Haziran 2003 - 18 ay olan askerlik süresi 15 aya, 16 ay olan yedek subaylık süresi 13 aya, 8 ay olan kısa dönem olan askerlik süresi ise 6 aya indirildi.
Eurovision'da Sertab Erener'le 1. Olduk
25 Mayıs 2003 - Türkiye, Letonya'nın Başkenti Riga'da yapılan 48. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Sertab Erener'in yorumladığı "Every Way That I Can" adlı parçayla birinci oldu.
Recep Tayyip Erdoğan Meclise Girdi.
9 Mart 2003 - Siirt'te milletvekilli yenileme seçimi yapıldı. AKP'nin 3 milletvekilinin 3'ünü de aldığı seçimde, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM'ye girdi.
Azra Akın Dünya Güzeli seçildi.
Siirt Seçimleri İptal Edildi.
3 Kasım 2002 Seçimleri
3 Kasım 2002 Türkiye Cumhuriyeti genel seçimleri yapıldı.
Adalet Ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidar oldu.
Adalet Ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidar oldu.
Türkiye Futbolda Dünya 3.sü
31 Mayıs 2002 - Güney Kore/Japonya'da Dünya Kupası Maçları Başladı Türkiye A milli takımı Dünya 3.sü oldu. Brezilya,Dünya şampiyonu oldu
Fazilet Partisinin Kapatılması
22 Haziran 2001 - Anayasa Mahkemesi, laik cumhuriyet ilkesine aykırı eylemleri nedeniyle FP'nin temelli kapatılmasına karar verdi. FP üyesi Nazlı Ilıcak ile Bekir Sobacı'nın milletvekilliklerinin düşürülmesine karar verildi.
Kemal Derviş'in Türkiye'ye Gelişi
3 Mart 2001 - Başbakan Bülent Ecevit'in görüşmek üzere davet ettiği Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, Devlet Bakanlığı'na atandı.
2001 Ekonomik Krizi
19 Şubat 2001 - MGK aylık olağan toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan tartışma piyasalarda deprem etkisi yarattı. Birkaç saat içinde Merkez Bankası'ndan yaklaşık 5 milyar dolar çekildi.
2000 Yılında Genel Nüfus Sayımı Yapıldı
22 Ekim 2000- Genel Nüfus sayımı yapıldı.Türkiye nüfusunun 67 milyon 844 bin 903 olarak saptandı.
Galatasaray Eufa Kupasını ve Super Kupayı Kazandı
17 Mayıs 2000 - Galatasaray namağlup olarak Uefa Kupası'nı kazandı.
25 Ağustos Galatasaray namağlup olarak Uefa Süper Kupası'nı Real Madrid'i 2-1 yenerek kazandı.
Avrupa'nın ilk 10 takımı arasında 1. sıraya gelen ilk ve tek Türk takımı olmuştur.
25 Ağustos Galatasaray namağlup olarak Uefa Süper Kupası'nı Real Madrid'i 2-1 yenerek kazandı.
Avrupa'nın ilk 10 takımı arasında 1. sıraya gelen ilk ve tek Türk takımı olmuştur.
21. Yüzyıla Girdik
Abdullah Öcalan İdama Mahkum Edildi
29 Haziran 1999 - Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, İmralı Adası'nda yargılan terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ı, TCK'nın 125. maddesi gereğince vatana ihanet suçundan idama mahkum etti.
17 Ağustos Marmara Depremi
1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi, 17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02'de gerçekleşen, Kocaeli Gölcük merkezli deprem. Mw ölçeğine göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur.
17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesinde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17.840 ölüm, 43.953 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif 100.000 e yakın yaralı olmuştur. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir.
17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesinde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17.840 ölüm, 43.953 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif 100.000 e yakın yaralı olmuştur. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir.
Merve Kavakçı Olayı
2 Mayıs 1999 - FP'li Milletvekili Merve Kavakçı'nın TBMM Genel Kurul Salonun'daki yemin törenine türbanlı olarak gelmesi üzerine DSP Grubu'nun yoğun protestosu ile karşılaştı ve salonu terketmek zorunda kaldı.
Bülent Ecevit'in tarihi sözleri :
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye`de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak, burası hiç kimsenin özel yaşam mekanı değildir. Burası, devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar, devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. Burası, devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz! 07.12.2006
Türban takarak Meclise gelen millet vekili adayı A.B.D. vatandaşı Merve Kavakçı hakkında TBMM'de sözleri
Bülent Ecevit'in tarihi sözleri :
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye`de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak, burası hiç kimsenin özel yaşam mekanı değildir. Burası, devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar, devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. Burası, devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz! 07.12.2006
Türban takarak Meclise gelen millet vekili adayı A.B.D. vatandaşı Merve Kavakçı hakkında TBMM'de sözleri
2007 Referandumu
21 Ekim 2007 tarihinde yapılan referandum ile yapılan anayasa değişiklikleri :
Halkoyuna sunulan tam metin :
Halkoyuna sunulan 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un tam metni şöyle:
MADDE 1: 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 77'nci maddesinin birinci fıkrasında geçen 'beş' ibaresi 'dört' olarak değiştirilmiştir.
MADDE 2: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 79'uncu maddesinin ikinci fıkrasında geçen 'seçim tutanaklarını' ibaresinden sonra gelmek üzere ve cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını' ibaresi; son fıkrasında geçen 'halkoyuna sunulması' ibaresinden sonra gelmek üzere 'cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi' ibaresi eklenmiştir.
MADDE 3: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 96'ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerindeüye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tam sayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz"
MADDE 4: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 101'inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
MADDE 5: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 102'nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Cumhurbaşkanı seçimi, cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir."
Halkoyuna sunulan tam metin :
Halkoyuna sunulan 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un tam metni şöyle:
MADDE 1: 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 77'nci maddesinin birinci fıkrasında geçen 'beş' ibaresi 'dört' olarak değiştirilmiştir.
MADDE 2: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 79'uncu maddesinin ikinci fıkrasında geçen 'seçim tutanaklarını' ibaresinden sonra gelmek üzere ve cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını' ibaresi; son fıkrasında geçen 'halkoyuna sunulması' ibaresinden sonra gelmek üzere 'cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi' ibaresi eklenmiştir.
MADDE 3: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 96'ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerindeüye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tam sayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz"
MADDE 4: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 101'inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
MADDE 5: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 102'nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Cumhurbaşkanı seçimi, cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir."
2008 1 Mayısı
2008 Nisan'ında, 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edildi.
2008 yılında sendikaların hükümetle 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar, Taksim'e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30'dan itibaren Şişli'de, Osmanbey'de, Pangaltı'da, Nişantaşı'nda, Okmeydanı'nda, Dolapdere'de ve Kurtuluş'ta olaylar çıktı. Polisin DİSK binası önündeki ve ÖDP binasındaki tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı. Polis; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı'nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara'da Sıhhiye Meydanı'nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti.
2008 yılında sendikaların hükümetle 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar, Taksim'e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30'dan itibaren Şişli'de, Osmanbey'de, Pangaltı'da, Nişantaşı'nda, Okmeydanı'nda, Dolapdere'de ve Kurtuluş'ta olaylar çıktı. Polisin DİSK binası önündeki ve ÖDP binasındaki tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı. Polis; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı'nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara'da Sıhhiye Meydanı'nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)